Çirkin cadı planlarını rahatça gerçekleştirebilmek için köylüleri birbirine düşürebilecek bir iksir yapar ve bu iksiri suya karıştırmayı düşünür. Ertesi sabah Keloğlan uyandığında, kahvaltı hazırdır. Bugün çalışmak için çok hazırdır. Annesi suyu içtiğinde çok sinirli birine dönüşür ve Keloğlan'a bağırmaya başlar. Yolda karşılaştığı arkadaşları da balığa çağırsa da; çalışması gerektiği için gitmez ancak arkadaşları ona anlayış göstermez. Bir şeylerden şüphelenmeye başladığında Bilgecan Dede'nin yanına gider. Tam evinde su içecekken, Bilgecan Dede onu durdurur. Durumu anlatır. Bu iksiri bozabilmesinin tek yolu Yedi Başlı Yılan Mağarasına girerek, taş makası alması gerekir. Cadı da bunu biliyordur. Keloğlan'da bunu öğrendiğinde makasa nasıl ulaşacaklarını konuşmaktadırlar. Vezir de taş makasın peşine düşecek insanlar ayarlar.
Keloğlanlar, yola çıktığında devler ile karşılaşarak, saklanırlar. Devler kavga ettiklerinde ise taşlar yerinden oynar, Keloğlanın başına taş düşer ve bağırır. Devleri atlatmayı başarırlar. Vezir'in adamları ise Keloğlan'ın taş makası almasını beklemeyi planlarlar ve böylece ondan makası alabileceklerini düşünürler. Bu sırada buldukları meyveleri yemeye başladıklarında ise devler onları yakalar. Mağaraya girdiklerinde yılan uyanır. Arkadaşlarını esir alır. Keloğlandan ise arkadaşlarını bırakması karşılığında dev anasının çaldığı kolyeyi getirmesini ister. Keloğlan eve girdiğinde vezirin adamlarını görür ve onlara da yardım eder. Bu sırada kolyeyi de alarak, mağaraya geri döner. Kolyeyi verir ve arkadaşlarını, taş makası alır. Sevgi iksiri artık yapılır ve köy normale döner. Ancak tarlaya yine gitmemiştir.